Yalvaç Mutlu Sonlu Masöz Bayanlar
Yalvaç Mutlu Sonlu Masöz
Kızlar iki eline yapıştılar; Janet sağda, Nancy solda. Dize kadar gelen beyaz çoraplarım, atkılı ayakkabılarım giymişler. Janet’in fikriydi bu, çü nkü Muriel Teyze’yi ziyarete giderken hep bunları giyerlerdi. Yalvaç Mutlu Sonlu Masöz Janet ağlıyor, cenazelerde bö yle yapmak gerektiğini biliyor. Nancy ise çevresine bakınıyor, başı utanmazca dö nü p duruyor: “Anne, şu ne? Niçin o adam ö yle yapıyor?” Elizabeth’in gö zleri kuru, biraz da başı dö nü yor. Boğazcaında hâlâ kahkahalar var.
Kilisedeki tö ren erken bunamanın bir sonucu muydu, yoksa Muriel Teyze en nihayetinde bir şaka oluşturmaya mı kalkışmıştı? Belki de yıllardır bunu, o çaresiz şaşkınlık anını tasarlıyordu? Onun gö rü ndü ğü nden başka biri olabileceğini birden fark eden eski arkadaşlarının yü zlerinin ne hale geleceğini dü şü nerek şeytanca bir keyif almıştı belki? Elizabeth bundan kararlı değil, fakat ö yle olduğunu umuyor. Madem Muriel Teyze gerçekten ö ldü , Elizabeth onu kendi istekleri doğrultusunda yine kurmakta ö zgü r sayılır artık. Ek olarak, onda onaylayabileceği bir şeyler bulmayı da istiyor.
Yalvaç Mutlu Sonlu Masöz
Nate de orada, mezarın ö bü r yanında. Kilisedeki tö ren sırasında onlardan ayrı durmayı yeğledi nedense. Kim bilir rahatsız etmek istemiyordu. I˙şte şimdi karşıdan Elizabeth’e bakıyor. Elizabeth ona gü lü msü yor. Gelmeyi dü şü nmesi çok tatlı, Elizabeth ona gel dememişti. Tatlı ama gereksiz. Elizabeth Nate’in çoğu zaman gereksiz olduğunu dü şü nü yor. Orada olabilir de, olmayabilir de. Ancak, bubir anlık minnettarlığın onu hiçbir yere gö tü rmeyeceğini biliyor.
Nate tekrar sefere çocukları almaya geç gelirse, bu minnet duygusu uçup gidecek. Ama bu didişme sona erdi artık. Bitmesine izin verildi. Nancy, “Ben gidip babamı gö receğim” diye fısıldıyor, Elizabeth’in elini bırakıyor. Mezara iyice yaklaşıp .Kü rekle toprak atan adamlara yakından bakabilmek için bahane arıyor. O¨ te yandan, babasının yanına gitmeyi de istiyor. Elizabeth gülümsüyor, başıyla olur diyor. Elizabeth’in içindeki neşe birden soluyor, onu terk ediyor ve titrek bir biçimde bırakıyor..
Son yorumlar